ERMENİLERİN SEVK VE İSKANI HAKKINDA YAPILAN UYGULAMA VE YARDIMLAR (1915-1917)

Yazı: ermenisorunu.gen.tr  ///  01.12.2019

Yazar: CEMAL SEZER
Danışman: YRD. DOÇ. DR. MEHMET YILMAZ
Yer Bilgisi: Selçuk Üniversitesi / Sosyal 
Bilimler Enstitüsü / Tarih Anabilim Dalı / Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu: Tarih

Doktora Tezi (2011)

Özet: “Osmanlı toplumuna uyum sağlamış, uzun yıllar boyunca rahat ve güvenli bir yaşam sürdüren Ermenilere, Osmanlı yönetimine olan bağlılıklarından dolayı ‘Millet-i Sadıka’ denmiştir. Ancak Batılı devletlerin ve Rusya’nın siyasi emelleri, Fransız İhtilali’nin etkileri, Ermeni Kilisesi’nin kışkırtmaları, misyonerlerin -özellikle Amerikan misyonerlerinin- Ermeniler üzerindeki faaliyetleri gibi nedenler, Ermenilerin zihinlerinde bağımsızlık fikirleri oluşturmuştur. Ermeniler, bu fikirleri hayata geçirebilmek için hem Osmanlı sınırları içinde hem de dışarıda ihtilal komiteleri ve cemiyetleri kurarak, etkinliklerde bulunmuşlardır. 1860 yılından itibaren başlayan bu etkinlikler, I. Dünya Savaşı’nın başlarına kadar devam etmiştir. Kendilerine, İtilaf Devletleri tarafından bağımsızlık vaadinin verilmesiyle; Anadolu’nun çeşitli yerlerinde isyanlar çıkaran, casusluk faaliyetlerinde bulunan, Osmanlı ordusunun ikmal yollarını kesip, askerlere yardım götürülmesini engelleyen, Müslüman halka mezalimlerde bulunan Ermeniler, bu gibi davranışlarla da yetinmeyip I. Dünya Savaşı sırasında Rus ve Fransız ordularında, Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmışlardır. I. Dünya Savaşı’nın başlarında, Ermeni temsilcileri, yukarıda belirtilen davranışlardan vazgeçmeleri için Osmanlı yöneticileri tarafından defalarca uyarılmıştır. Bu uyarıların işe yaramaması üzerine Ermenilerin bir kısmı, 27 Mayıs 1915 tarihinde çıkarılan geçici ‘Sevk ve İskân Kanunu’yla, bulundukları yerlerden, ülkenin Halep, Şam, Zor, Musul gibi yerlerine sevk edilmiş ve onların oralarda iskân edilmeleri sağlanmıştır.Osmanlı Devleti, sevk ve iskânın mümkün olduğunca sağlıklı, düzenli, hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve bu süreç içerisinde beliren ihtiyaçların karşılanması için tüm imkânlarını seferber etmiştir. Bu amaçla yapılacak masraflar; Muhacirîn Tahsisatı’ndan, daha sonra Seferberlik ve Harbiye Tahsisatı’ndan ve hatta bazı zamanlar Gizli Ödenek’ten karşılanmıştır. Bu sürecin başlarında, sevk edilen Ermenilerin en önemli ihtiyaçları yiyecek, giyecek ve barınma olmuştur. Devlet, sevke uğrayanlara yevmiyeler vererek, vilayet ve mutasarrıflıklara paralar göndererek bu ihtiyaçların giderilmesine çalışmıştır. Sevk sırasında yetim kalan çocuklar yetimhanelerde bakılmıştır. Bulaşıcı hastalıklara yakalanan ya da hasta olan Ermeniler, hastaneler ve nekahethânelerde tedavi edilmiştir.Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Ermeniler için faaliyetlerde bulunmuştur. Ermenilere, Hilâl-i Ahmer aşevlerinde yiyecekler verilmiş, hastanelerinde de tedavi imkânı sunulmuştur. Bulaşıcı hastalıklardan korunmaları için gerekli olan aşılar, ilaçlar ve çeşitli araç-gereçler Hilâl-i Ahmer tarafından karşılanmıştır.Ermenilerin sevk ve iskânı sırasında Amerikalı, Alman ve İsviçreli misyonerler ile hem Osmanlı Devleti’nde hem de Osmanlı sınırları dışında yaşayan Ermeniler yardımlarda bulunmuştur. Ayrıca İngiltere’deki yardım cemiyetleri Ermeniler için yardım toplamıştır. Osmanlı Devleti ise, dışarıdan gelen yardımlara ilk başta pek sıcak bakmamıştır. Çünkü bu durumu ülkenin bir iç sorunu olarak görmüş ve bu soruna karışılmasını istememiştir. Fakat daha sonra savaşın getirdiği ekonomik sıkıntılar yüzünden dış yardımların yapılmasına izin vermiştir. Hatta bazı zamanlar Kızılay ile Kızılhaç, yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine birlikte dağıtmışlardır.